Sultanahmet Forever Dergisi ile Söyleşi  (22.9.2005)

Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er;

“Tarihi yarımadanın geleceğini tayin ediyoruz”

2600 yıllık tarihiyle kültür ve medeniyetin beşiği olan Eminönü, İstanbul’un kalbi ve ilk kurulduğu yer. Tarihte iki tane dünya imparatorluğuna başkentlik yapan, ticaretin, turizmin, kültürün, geçmişin ve geleceğin merkezi.  Eminönü’nde atılan her adımın altında binlerce eser, yüz binlerce insanın el emeği ve göz nuru var. Dünya mimarisinin kilometre taşlarından olan Ayasofya, Sultan Ahmet Cami, Süleymaniye Cami, binlerce yıllık sarnıçlar, dikilitaşlar ve diğer tarihi eserleriyle Eminönü üç medeniyeti birden kuşatır.

1 Nisan 2004’ten beri ilçenin Belediye Başkanı olan Nevzat Er, ömrünün 40 yılını buralara vermiş. Kendisi tarihi ilçeyi o kadar seviyor ki aklındaki projeleri uygulamak için gece gündüz çalışıyor. İşte bu dinamik başkan ile Eminönü’nü, düşüncelerini ve hayallerini konuştuk.

Eminönü sizin için ne ifade ediyor? Eminönü’nü ve çevresinde en çok nereyi, niçin seviyorsunuz?

Ben 40 yıldır Eminönü’nde yaşıyorum ve buraya aşığım. Burada bir taş mülküm bile yok ama bu sevda bambaşka bir şey. Bu sevdanın peşinden buralara geldim. Bu topraklara hizmet etmek için elimi taşın altına koyarak sorumluluk aldım. Bu ilçede bir semti bir başka semte tercih etmem çok zor. Her yerin değeri ayrı. İnsan çocuklarını nasıl ayırt edemezse bende aynı duyguları yaşıyorum.

Tarihi yarımadanın daha fazla bir gelir getiren bir yer olabilmesi için belediyeniz neler yapmakta?

Tarihi Yarımada kentin kurulduğundan beri hep ticaretin merkezi olmuş ve zamanının ticaretini yönlendirmiş. Eminönü tek başına Türkiye’deki vergi oranının, ticari faaliyetin büyük bir kısmını tek başına sağlamakta. Bu durumda yapılması gereken gelirlerin artırılmasıyla birlikte bu hareketliliğin düzenlenmesi ve ilçenin esas sahibi olan meskun vatandaşlarımızın bu zenginlikten faydalanmalarını sağlamaktır. Bugün Eminönü’nde üç kesim var. Birincisi işi nedeniyle ilçemizde bulunanlar. Büyük bir çoğunluğu hatta, neredeyse tamamı başka ilçelerde ikamet ediyor. İkincisi ise yoğun olarak Kadırga, Nişanca ve Süleymaniye gibi bölgelerde yaşayan ve akşamları da burada kalan vatandaşlarımız. Önemli bir kısmı da seçmenimiz. Bu insanları gözden uzak tutamayız. Üçüncü kesimde ziyaretçi olarak buraya gelenler. İlçede turizm, ticaret, kültür ve sanat gibi iş kolları aracılığıyla zenginlik oluşturulmalı ve bundan vatandaşlarımız mutlaka istifade etmeli. Belediyenin esas görevi burada düzenleyici ve teşvik edici olmaktır. Örneğin turizm konusunda vatandaşlarımızla ortak projeler hayata geçireceğiz ve turistlere yönelik hediyelik eşya işinde özendirici olacağız. Belediye olarak açacağımız kurslar sayesinde turizmin ihtiyacı olan ara eleman yetiştireceğiz.

Tarihi yarımadanın turizm açısından sorunları nelerdir? Bu sorunların giderilmesi için belediye olarak ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

Bölgede turizm açısından bir çok kangrenleşmiş sorun yaşanmakta ve elimizi kolumuzu bağlamaktadır. Tüm bunlara rağmen biz göreve geldikten sonra turizmin en çok yara aldığı işportanın üzerine kararlılıkla gittik.

Bölgedeki sivil toplum kuruluşları ile birlikte hareket ederek onların projelerine kulak veriyoruz. Kullanmaya başladığımız yürüyüş güzergahları projesi çok ses getirdi. Türkiye’nin her yerinden vatandaşlarımız İstanbul ile ilgileri olmamasına rağmen yürüyüş yollarının haritalarını istiyorlar. Bölgedeki yolların tamiri, çevre düzenlemeleri, gıda satan işyerlerini denetimi, otoparklaşmanın kontrol altına alınması, meydanlarda kültürel ve sanatsal etkinliklerin düzenlenmesi gibi bir çok çalışmaya imza attık. Tarihi eserleri korumaya, restore etmeye çalışıyoruz. Binaları boyama kampanyası başlattık. Bu projeyle ilçenin çehresi değişecek. Temizliğini sağladığımız ilçedeki turistik merkezlerden ve müzelerin gelirlerinden her hangi bir pay almıyoruz. İller Bankası’ndan küçük bir kasaba bütçesi kadar destek alabiliyoruz. Mali kaynakları oluşturmak belediyemize düşüyor. Sorunların giderilmesi ise büyük ölçüde merkeze hükümetten alacağımız destekle sağlanacak.

Bölgenin turizm potansiyelinin arttırılması için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Tecrübelerimiz bize turistlerin gittikleri ülkelerde en çok temizliğe dikkat ettiklerini gösteriyor. Bizde bu noktadan hareket ederek özellikle tarihi eserlerin çevresi olmak üzere tüm ilçeyi temiz tutmak için elimizden geleni yapıyoruz. Eminönü üç bin yıllık bir kent. Burada en sakin diyebileceğiniz sokaklarda dolaşan turist grupları görmeniz işten bile değil. Onun için belediyecilik hizmetlerinin başında gelen temizliğe çok önem veriyoruz. Turistlerin yedikleri, içtikleri ortamlarda herhangi bir sağlıksız durumun meydana gelmemesi için ekiplerimiz devamlı surette işyerlerini denetliyor. Zabıta ekiplerimiz çevre güvenliğini sağlamak için emniyet güçlerine destek veriyor. Belediyede görev yapan Blue Line isimli masamıza turistler herhangi bir şikayetleri olduğunda başvurabiliyor. Onlara ücretsiz danışmanlık hizmeti veriyoruz. Geçtiğimiz günlerde sivil toplum kuruluşları ile birlikte uygulamaya başladığımız yürüyüş güzergahları projesi çok ses getirdi. Hazırladığımız haritalar eşliğinde vatandaşlar yollardaki tabelaları izleyerek ilçeyi daha iyi tanımaya çalışıyorlar. Bölgedeki imalathaneleri buradan taşıyarak yerlerine ticareti öne çıkaran işyerleri kurulmasını teşvik ediyoruz. Bu yolla meskun mahalleri tercih eden turist sayısını çoğaltmayı hesaplıyoruz. Yaz aylarında peş peşe kültürel ve turistik festivaller düzenleyerek Türk kültürünü tanıtıyoruz. Turizm haftasında valilik ile İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliğiyle hafta boyunca kültürümüzü tanıtan etkinliklere imza attık. Dünyanın en eski kapalı çarşısı olan Kapalıçarşı’nın korunması, tanınması ve kurtarılması için düzenlenen konferansta elimizi taşın altına koyarak çalışmalara giriştik. Yakında Kapalıçarşı’yı kurtarmak için girişimlerde bulunacağız.

Özellikle son yıllarda Sultanahmet Meydanının çeşitli açık hava sergileri ve konser alanı olarak kullanıldığını görüyoruz. Bu konuda size gelen olumlu ve olumsuz eleştiriler nelerdir?

Meydanlar kentlerin nefes aldığı noktalardır. Bizim Sultanahmet, Ayasofya, Beyazıt ve Eminönü gibi meydanlarımız mevcut. Buraların kültürel ve sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapmalarını sağlayarak hem içenini kültürel hayatına hareket kazandırıyor, hem  de turistlerin ilgilerini çekecek etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Sultanahmet Ramazan etkinliklerine uluslararası nitelikler kazandırmak istiyoruz. Medyanın ve turistlerin bu meydanı tanıtmak için gönüllü elçi olmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Eğer eleştiri almak istemiyorsanız hiçbir iş yapmadan öyle oturmak gerekir. Biz bu göreve iş yapmak ve ülkeye değer kazandırmak için seçildik. Eleştiriler yapıcı olduğu takdirde biz bunu değerlendirir ve gereğini yerine getiririz.  Tüm bunlara rağmen bize ulaşanlar tebrik ve takdirler. Yani yapılan etkinlikler yerli yabancı turistler tarafından çok beğeniliyor. Çünkü buralarda Türk kültürünü tanıma fırsatı buluyorlar.

Gündüz Sultanahmet bölgesine gelen turistlerin bu bölgede konaklamaları için eğlence amaçlı neler planlıyorsunuz? Bu konuda projeleriniz nelerdir?

Biz turistlerin ilçemizden memnun ve mutlu ayrılmaları için yerel yönetim olarak üzerimize düşen her şeyi yerine getiriyoruz. Bunların dışında sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geliyor ve yeni projelere destek veriyoruz. Turistlerin burada konakladıklarında gece dışarı çıkmalarını sağlamak için güvenlik tedbirleri aldırıyor, sokakların aydınlatılmasını sağlıyor ve eğlence mekanlarında her hangi bir uygunsuzluğun oluşmasını engelliyoruz.

Bölgenin turizm potansiyelini arttırmak için yeni otellerin yapılması yolunda bir takım çalışmalar yapmayı planlıyor musunuz?

Bölgemizde halihazırda 560 civarında otel mevcut zaten. Bizim herhangi bir etkimiz olmadan özellikle butik otel tarzı işletmelerde bir artış var. Sokak aralarındaki geleneksel Osmanlı mimarisi tarzındaki konaklar girişimciler tarafından satın alınarak restore ediliyor ve otel olarak işletiliyor. Bizim amacımız ilçenin tarihi dokusuna uygun yapılaşmayla paralel olarak turistik değerinin yükselmesi ve mevcut otellerin kaliteli hizmet vermesi. Bu konularda hükümetin turizm politikaları doğrultusunda gereken görevleri yerine getiriyoruz. Ayrıca sivil toplum kuruluşları da ilçede turizmin gelişmesi için çalışmalar yapıyorlar. Kendi otellerini yeniliyorlar, sokaklarda güvenlik önlemi alıyorlar ve turistlere daha düzgün davranıyorlar. Bizde onlara gereken desteği sağlıyoruz. Onların çözemedikleri sorunlara devlet desteği sunuyoruz.

2004 yılında turizm alanında neler yapıldı? Hangi projelere imza attınız?

Eminönü tarihin, ticaretin ve bizden daha fazla tüm insanlığı ilgilendiren turizmin beşiği bir ilçe. Dört buçuk kilometrekarelik alanda üç medeniyete ait binlerce tarihi eser bulunuyor. Biz bu bilinçle 1 Nisan 2004 tarihinde Eminönü Belediye Başkanlığı görevini devraldıktan sonra ilçenin ve belediyenin bir çok konuda olduğu gibi turizm değerlerinin de fotoğrafını çektik. Gördüğümüz manzara hiçte iç açıcı değildi. Kültürel ve turistik eserlerimiz ciddi bir ilgi bekliyordu, eserlerin çevresini turistleri rahatsız eden işportacılar sarmıştı. Bu işportacılar eserlerin görünmesini engelliyor, tahrip ediyor, turistlerin güvenliğini engelliyor ve rahatsız ediyordu. Yani bizim iş başına geldikten kısa bir süre büyük bir ciddiyet ve dirayetle işportayı kaldırmamız turizm alanında yaptığımız en büyük icraat oldu. Şimdi meydanlarda insanlar rahatça geziyor ve güvenlik sorunu yaşamıyor. Örneğin Eminönü Meydanı kültürel ve sanatsal aktivitelere sahne oluyor. Beyazıt Meydanı da aynı şekilde. İşportanın kaldırılması için halen ekiplerimiz gece gündüz nöbet tutarak sorunu kökünden kazımaya çalışıyor. Bundan başka Sultanahmet Meydanı’nda düzenlediğimiz Ramazan etkinlikleri yerli turistler kadar yabancı turistlerin de dikkatini çekti. Yaptırdığımız anketlerden onların bu geleneksel çarşı anlayışını canlandırmamızın çok ilginç olduğu sonucuna ulaştık.

2005 yılı turizm projelerinizden bahsedebilir misiniz? Eminönü ve Sultanahmet çevresinde ses getirecek çalışmalarınız olacak mı?

Eminönü’nün turizm değerinin farkındayız. Başta söylediğim gibi çektiğimiz fotoğrafı önümüze koyarak çalışmalara başladık. Dünyanın en eski ve otantik kapalı çarşısı olan çarşımızı kurtarmak için çarşı derneği, Kültür Bakanlığı, valilik ve belediye olarak bir arama konferansı düzenledik. Çarşının tüm sorunlarını ele aldık. Bir takım kararlar aldık ve uygulamaya başladık. Örneğin geçtiğimiz günlerde bizzat çarşıya giderek çatılarını gezdim ve yetkililerden bilgi aldım. Kapalıçarşı’nın daha çok turist ağırlaması için gereken her türlü önlemi almaya başladık. Esnafın temizlik, tadilat ve işporta gibi sorunlarına hem çözüm üretiyoruz. Bundan başka ilçemizdeki tüm sivil toplum kuruluşları ile irtibata geçerek onların birikimlerinden yararlanıyoruz, sorunlarını yerinde tesbit ediyoruz ve fikirlerini değerlendirerek ortak aklı kullanıyoruz. Bölgedeki turizmcilerle görüşmeler yapıyor ve yeni projelere imza atıyoruz. Bunun son örneği yürüyüş yolları. Ünlü araştırmacı yazar Murat Belge ve oğlu Can Belge’nin hazırladığı “İstanbul’un Tarihi Yarımada Eminönü Yürüyüş Güzergahları” projesini ilçemizdeki Eminönü Platformu ile birlikte belediyemiz gerçekleştirdi. 23 Nisan’da geniş katılımlı bir yürüyüş ile uygulamaya başladık. Büyükşehir Belediyesi ile bu yıl bir de Süleymaniye’yi kurtarma projesine start verdik. Camisi’nin etrafından başlamak üzere 400 konutu restore ederek semti insan yaşayan bir bölge haline getireceğiz. Kültür merkezleri ve yeni yaşam merkezleri kuracağız. Caminin etrafı trafiğe kapatıldı ve yol tadilatları bitmek üzere. Burada da bir takım etkinlikler düzenleyerek kamuoyunun dikkatini 2005 yılında Süleymaniye’ye çekebiliriz. Sultanahmet Camisi’nin çevresinde dünya turizmcilerine tanıtacak bir fuar projesi var ama daha şekillenmedi. Sivil toplum kuruluşlarıyla çalışmalara devam ediyoruz.

İstanbul’un kültür ve turizm merkezi sayılan Eminönü, hak ettiği değeri sizce ne zaman alacak? Bu alandaki çalışmalarınız ne zaman sonuç verecek?

Eminönü ilçesinin hak ettiği ilgiyi ve değeri görmesi ilçeyi yönetenlerin gönüllerini vermesine bağlı. Biz gönlümüzü verdiğimiz için buradayız. Ben ve çalışma arkadaşlarım atalarımızın yadigar bıraktığı bu toprakların hak ettiği yer gelmesi için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Her güzel çalışmanın sonuç vermesinin uzun zaman alması bir gerçek ama bizim çalışmalarımız sonuç vermeye başladı bile. İlçemiz güzelleşiyor, işler yoluna giriyor, çevremiz temizleniyor.

Görev sürenizin bitiminde tarihi yarımada görev başladığınız tarihe göre nasıl farklılıklar gösterecektir?

Beş yılın sonunda tarihi yarımadada ciddi bir mimari değişiklik olacağı kanaatini taşıyorum. Şöyle ki; Süleymaniye Projesi’nin gerçekleşmesi,  atölye ve toptancıların taşınması, tüp geçit projesinin bitmesi ve imar planlarının uygulanmaya başlanarak kent siluetinin kontrol altına alınması ilçeyi ciddi anlamda değiştirecek ve geliştirecek. Eminönü yıllardır kendi kaderine terkedilmiş durumda. Biz bu başıboşluğu sona erdirerek turizm, ticaret ve meskun mahal olması için çaba harcayacağız.

Eminönü Bülteni ile Söyleşi (10.05.2004)
Anadolu Ajansı ile Söyleşi (02.06.2005)
Gazete Eminönü ile Söyleşi (20.12.2008)
Sultanahmet Forever Dergisi ile Söyleşi (22.09.2005)
Ordulular Vakfı Dergisi ile Söyleşi (08.11.2004)
Laleli Dergisi ile Söyleşi (28.07.2005)
Kültür Konulu Söyleşi (26.04.2005)
Kentsel Dönüşüm Hakkında Söyleşi (01.11.2005)
ESİAD Dergisi ile Söyleşi (09.12.2005)
Anasayfa Biyografi Makaleler Konuşmalar Röportajlar Fotoğraflar Videolar Basından İletişim
Web Tasarım: 3 Renk