Eminönü Bülteni ile Söyleşi  (10.5.2004)

Eminönü’nün yeni Başkanı Nevzat Er’le hedefleri, projeleri ve hayalleri üzerine…

“Eminönü benim hayatım…”

28 Mart yerel seçimleri tüm Türkiye’de olduğu gibi Eminönü’nde de önemli değişiklikleri beraberinde getirdi. Artık Eminönü’nde yeni bir Başkan ve yeni bir yönetim var. Eminönü Belediye Başkanlığı koltuğunda 5 yıl boyunca Ak Parti’den seçilen Avukat Nevzat Er oturacak. Demokratik bir seçim maratonunun ardından Başkanlığa seçilen Nevzat Er, görevi eski Başkan Lütfi Kibiroğlu’ndan törenle devraldı. Eminönü’nde Ak Parti iktidarını başlatan yeni Başkan Nevzat Er ile hedeflerini, projelerini ve Eminönü için düşündüklerini konuştuk.

Sayın Başkan öncelikle tebrik ediyoruz. Eminönü için yeni bir dönem başlıyor. Bu yeni dönemin başlangıcında Eminönü için bir çerçeve çizmek istedik. Neler yapmayı planlıyorsunuz, geldiğinizde nelerle karşılaştınız? Daha doğrusu koltuğa oturduğunuzda nasıl bir Belediye buldunuz?

Önce Eminönü halkına olan teşekkür borcumu Eminönü Bülteni aracılığıyla da yerine getirmek istiyorum. Bize güvendiler, oy verdiler ve Başkan olarak seçtiler. Bu benim için doğrusu büyük bir sorumluluk. Bu sorumluluğun bilincindeyim ve ekibimle birlikte 5 yıl boyunca onlara hizmet etmenin mutluluğunu yaşayacağız. Seçim sürecinden bahsetmek istemiyorum. Demokratik bir yarıştı ve halkımız teveccühünü bizden yana gösterdi. Onlara borcumuzu başarılı bir hizmet olarak ödeyeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ben ve arkadaşlarım yola çıkarken “24 saat yaşayan Eminönü” hedefini koymuştu. Bu hedef bizler tarafından hayata geçirilmiş durumda. Bizler 24 saat Eminönü için çalışıyor ve Eminönü için yaşıyoruz.

Neler yapacağımızı daha çok konuşacağız ama ben öncelikle nasıl bir Belediye bulduğumuz konusuna değinmek istiyorum. Bahanelere sığınmak, geçmişi suçlayarak geleceğe yönelmek benim çalışma prensiplerim arasında yok. Halkın şaşmaz sağduyusu değerlendirmesini yaptı ve görevi bize verdi. Yani geçmiş dönem ya başarısızdı, yada bizim daha iyi hizmet edeceğimizi düşündüler. Bize göre ise; çağdaş bir belediyecilik anlayışının uzağında, kurumsallaşmanın gerçekleştirilemediği ve en önemlisi bir Türkiye vizyonu Eminönü’nün uzağına düşen bir yönetim söz konusuydu. 48 trilyon gibi Eminönü için devasa bir borç yükünü de eklemem gerekiyor. Tüm bunlar bizim için bir bahane değil. Ben ve ekibim, bu olumsuz tabloya rağmen Eminönü için güzel şeyler yapacak, tarihin ve kültürün buluşma noktası bu şehre bir Dünya Başkenti olma vasfını tekrardan kazandıracak.

Her Belediye Başkanı için yönettiği şehir, diğer şehirlerden daha özeldir. Ama yine inanıyoruz ki, tüm Başkanlar için Eminönü daha özel bir şehir. Neler söyleyeceksiniz?

Bu şehri aşkla ve inançla seviyorum. Çünkü seçim döneminde kullandığım bir slogan vardı, onu tekrarlamak istiyorum: Eminönü benim hayatım. Biz bu şehre manevi bir bağlılık duyuyoruz. Öyleyse, bu aşkın gereğini yerine getireceğiz. Büyük işler, bazıları için hayal bile edilemeyecek başarılar gerçekleştireceğiz. Bu yeni dönemde de birlikte başaracağız, birlikte yöneteceğiz. Biliyoruz ki, Eminönü sadece Eminönü’nde yaşayan Eminönü’nde işyeri olan insanların değil. Eminönü’nde Dünya’nın her yerinden insanın hakkı var. Eminönü’nde bir İspanyol’un da hakkı var. Çünkü burası Dünya medeniyetinin beşiği. Eminönü’nde bir Endonezyalı müslümanın da hakkı var. Çünkü burası o Müslüman için kutsal emanetlerle dolu. İşte bu nedenle bu şehirde yaşarken, bu şehri yönetirken küçük düşünemeyiz, sadece kendimizi düşünemeyiz. Tüm insanlığı düşüneceğiz, tüm medeniyet dairesini hesaba katacağız.

Eminönü ile kişisel bağınızı biraz daha açabilir miyiz? Ne zaman geldiniz, nasıl tanıdınız Eminönü’nü?..

Benim hikayem, Eminönü ile olan hikayem ülkemizde taşradan Büyükşehir’e gelen pek çok Anadolu insanının yaşadıklarıyla aynı, hatta biraz daha sıkıntılı. 1962 yılında, henüz 9 yaşındayken babam ve amcamla birlikte İstanbul’a geldik. Babamla birlikte o yıllarda Küçükpazar semtindeki Leblebici sokakta bulunan 44 numaralı bekar odasında kaldım. Uzun yıllar burada yaşadım. Yani ben hayatı Eminönü’nde tanıdım. Sokaklarında, caddelerinde acılarımı ve sevinçlerimi bıraktım. İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’la birlikte okudum. Okulumuz her ne kadar Fatih sınırlarında bulunuyorsa da üniversite eğitimim için yine bu bölgeyi Beyazıt’taki İstanbul Hukuk Fakültesi’ni tercih ettim. Yani Eminönü ile bizimkisi 40 yıllık bir aşk…

Turizm Eminönü için çok önemli bir imkan. Bu imkanı nasıl hayata geçireceksiniz?

Eminönü’nü “tarih, kültür, turizm ve sanat” merkezi bir bölge yapmayı hedefliyorum. Sadece turizm değil, bu turizmi taşıyacak bir kültür oluşturmalı, o kültürü aydınlarımızın da desteğiyle toplumla buluşturmalıyız. Ayrıca kültürü besleyecek bir sanat faaliyetleri planlamalı ve en önemlisi tüm bunların farkında olan bir tarih bilinci vermeliyiz. Bu dört sacayağı, Eminönü için kurtuluş reçetesidir.

Eminönü’nün yok olan tarihi dokusunu korumak bizim namusumuzdur. Süleymaniye bölgesine hayat verebilmek için varolan projenin hızlandırılmasına çaba harcayacağız. Biz insansız bir Eminönü, steril bir kent değil aksine, 24 saat hayatın olduğu bir şehir hayal ediyoruz. Tarih, insanların gündelik yaşamının içinde yer almalı, tarihle iç içe yaşamalıyız.

Her yıl gelen 1-2 milyon arasındaki turisti 10 milyona taşıyacağız. Çünkü bir Paris, bir Londra, bir Roma bizim şehrimizden Eminönümüz’den çok daha güzel, çok daha tarihi kıymete sahip değil. Fakat kıyaslamak çok acı ama sadece Paris’teki Eifel Kulesi’ni bile yılda 8 milyon turist ziyaret ederken İstanbul’un 2 milyonda kalması üzücü. Bu nedenle 28 Mart’tan itibaren yeni bir ruh ve yeni bir heyecan ile Eminönü’nü Dünya’yla, Dünya insanlarıyla buluşturma projesini uygulamaya geçirdik.

Turizm, Eminönü’nde yaşayanlar için nasıl bir gelir kapısı olacak? Eminönülü, artan turizm gelirinden nasıl istifade edecek?

Bugün için iki Eminönü var. Hatta daha fazla Eminönü’nden bile bahsedebiliriz. Birincisi işi nedeniyle ilçemizde bulunanlar. Büyük bir çoğunluğu hatta, neredeyse tamamı başka ilçelerde ikamet ediyor. İkincisi ise yoğun olarak Kadırga, Nişanca ve Süleymaniye gibi bölgelerde yaşayan ve akşamları da burada kalan vatandaşlarımız. Önemli bir kısmı da seçmenimiz. Bu insanları gözden uzak tutamayız. İlçenin zenginliğinden bu vatandaşlarımız mutlaka ama mutlaka istifade edecektir. Hem zenginliğin artışıyla birlikte doğal olarak yararlanacaklar, hem de yönetimimizin alacağı tedbirlerle özel olarak da fayda sağlayacaklar. Turizm konusunda vatandaşlarımızla ortak projeler hayata geçireceğiz. Turistlere yönelik hediyelik eşya işinde özendirici olacağız. Belediye olarak açacağımız kurslar sayesinde turizmin ihtiyacı olan ara eleman yetiştireceğiz. Hedefim, inanıyorum ki bu hedefi yakalayacağız; 5 yılın sonunda işsizliğin olmadığı bir Eminönü’dür.

Eminönü aynı zamanda bir eğitim bölgesi. Üniversiteliler açısından herhalde bu kadar yoğun bir bölge yoktur. Ayrıca ülkemizin entelektüelleri için de tercih edilen bir bölge burası. Bu imkan nasıl değerlendirilebilir?

Ülkemizin en büyük üniversitesi İstanbul Üniversitesi sınırlarımız içerisinde. Marmara Üniversitesi Rektörlüğü Sultanahmet’te. İstanbul Ticaret Üniversitesi de yine burada. Gördüğünüz gibi, Eminönü yavaş yavaş eğitim merkezi olmaya doğru da ilerliyor. Örenciler için, özellikle de üniversiteliler için değişik sosyal politikalar uygulayacağız. Onların sadece ders saatleri sırasında değil, günün önemli bir bölümünde burada olmalarını sağlayacağız. Bunun için de buralarda yeni fırsatlar yaratacağız.

Bir üniversiteler bölgesi Eminönü’nün aynı zamanda bir kütüphaneler bölgesi, üstelik de dünyanın en zengin kütüphaneler bölgesi olduğunu hatırlatmama gerek yoktur herhalde. Sayıca Türkiye’nin en büyüklerinden Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, yazma eserler açısından bir derya Süleymaniye Kütüphanesi, kıymetli eserlerin yer aldığı Nuruosmaniye Kütüphanesi, hemen ilerimizde yer alan küçük bir kütüphane Köprülü veya daha aşağılardaki Ragıp Paşa kütüphanesi sadece bir çırpıda sayabildiklerim. Daha pek çok ekleyebileceğimiz kütüphane var ilçemizde. İşte yazarlarımız için daha zengin bir kaynak nerede var? Öyleyse yazarlarımızın bu zengin bölgeyi daha verimli kullanmaları için tedbirler alacağız. Eminönü’nü ülkemizin gözbebeği kalem erbabı için yaşanabilir bir bölge yapmanın uğraşını vereceğiz. Yazarların rahatlıkla çalışacağı, kolaylıkla araştırmalar yapabileceği bir merkez olacaktır burası.

Eminönü Belediyesi’nin ilçede yaşayanlara yönelik bazı sosyal yardımları var. Bu yardımlar devam edecek mi?

Biz yıkmak için, mevcut hizmetleri kaldırmak için değil yapmak için, yaşatmak için geldik. Aşevi hizmet vermeye devam edecek. Üstelik de, seçim öncesi söz verdiğimiz gibi daha sıhhi şartlarda ve uluslararası standartlara uygun olarak yemek üretilerek. Bizim bir yardım sandığımız var. Bu sandık, geçmişte keyfi olarak kullanılmış, partizanca uygulamalara gidilmiş. Artık böyle bir şey gerçekleşmeyecek. Yardım sandığı, ihtiyaç sahibi tüm Eminönülüler’in hizmetinde olacak. İşte geldiğimizin hemen ertesinde evleri yanan ailelere yardım yaptık. Bu yardımlarımız imkanlar ölçüsünde artarak devam edecek.

Seçimlerden aylar önce sizinle çalışmaya başlayan bir proje grubunuz olduğunu biliyoruz. Bu proje grubunun hazırladığı pek çok projeyi seçim öncesi kamuoyuyla paylaşmıştınız. Ne zaman hayata geçecek bu projeler?

Projelerimiz hazır ve her biri belirlenmiş periyotlarla hayata geçirilecek. Yaklaşık 100 proje açıklamıştık. 5 yılın sonunda bu projelerin Allah nasip ederse, hepsinin hayata geçtiğini göreceğiz. Eminönü’nün sorunlarından bahsettik ama aynı zamanda şansımız da var. İktidar partisinin bir Belediye Başkanı olarak görev yapıyorum. Bu da, her biriyle uzun yıllara dayanan dostluklarımın olduğu Hükümetimiz’le uyum içinde çalışacağımız anlamına geliyor. İstanbul sevdalısı bir Başbakanımız var. Sayın Recep Tayip Erdoğan, Eminönü ile özel olarak ilgileniyor. Eminönü’nün ülkemize yakışır bir kent olması için tüm imkanları seferber etmeye hazır. Kendisine bir kez daha teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Ayrıca Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Kadir Topbaş da, hem bir belediyeci olarak hem de sanat tarihçi bir mimar olarak Eminönü’nün sahip olduğu değerlerin farkında. Kendisiyle görüşmelerimizde her türlü yardıma açık olduğunu defalarca tekrarladı. Büyükşehir’in imkanları bizim çok hayati. Bu imkanları doğru biçimde hayata geçirdiğimiz takdirde Eminönü’nde “Ak İktidar” geçerlilik kazanmış olacak.

Teşekkür ederiz

Ben teşekkür ederim…

Eminönü Bülteni ile Söyleşi (10.05.2004)
Anadolu Ajansı ile Söyleşi (02.06.2005)
Gazete Eminönü ile Söyleşi (20.12.2008)
Sultanahmet Forever Dergisi ile Söyleşi (22.09.2005)
Ordulular Vakfı Dergisi ile Söyleşi (08.11.2004)
Laleli Dergisi ile Söyleşi (28.07.2005)
Kültür Konulu Söyleşi (26.04.2005)
Kentsel Dönüşüm Hakkında Söyleşi (01.11.2005)
ESİAD Dergisi ile Söyleşi (09.12.2005)
Anasayfa Biyografi Makaleler Konuşmalar Röportajlar Fotoğraflar Videolar Basından İletişim
Web Tasarım: 3 Renk