Eminönü Belediyesi Faaliyet Raporu Yazısı  (22.2.2005)

Dünya’nın incisi ve şehirlerin kraliçesi İstanbul, ancak Eminönü ile anlamlı ve güzeldir...

Eminönü, bir dünya kenti... Eminönü, Türkiye’nin vizyonu... Eminönü, üç bin yıllık bir tarihin birikimi. Üç imparatorluğa başkentlik yapan lider şehir Eminönü bir Dünya mirası. Aşkla ve tutkuyla sevdiğimiz bu şehir kadar; “şehirlerin kraliçesi” olmayı hak eden bir başka şehir yok.   

Medeniyetlerin buluşma noktası Eminönü, artık Ak bir yönetimle geleceğe daha güvenle bakıyor. Milletimizin teveccühü neticesi yönetime gelen Ak Parti iktidarı, ülkemizle birlikte Eminönü’nde de mucizevi bir başarıyı sergileyecektir. Büyük sıkıntılarla geçen bu ilk yıl, önümüzdeki yıllar için ümitlerimizi güçlendiriyor.

Bir İstanbul sevdalısı Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994-1999 yılları arasında damgasını vurduğu şehrimizi yine onun belirlediği hedeflere taşımanın mücadelesini veriyoruz. Ülkemizin her alanda yakaladığı atılımı geride kalan bir yıllık yönetim dönemimizde Eminönü’nde de sergilemeyi başarmış olmaktan dolayı da gururluyuz.

Nasıl bir Belediye, nasıl bir Eminönü?..

01 Nisan 2004 tarihinde mazbatamızı alıp Eminönü Belediye Başkanı olarak göreve başladığımızda ilk işimiz Belediye’nin ve Eminönü’nün detaylı bir fotoğrafını çekmek oldu. Gördüğümüz manzara hiç de iç açıcı değildi. İddiasız bir Belediye ve yine çok iddiasız şehir vardı karşımızda.

Şehrin uzun tarihi için kayıp kabul etmemiz gereken bir dönemin ardından yönetime gelmiştik. Kamu otoritesi gücünü iyice yitirmiş, her yere hukuksuzluk ve başıboşluk hakim olmuştu. Tercih edilen yönetim modeli ile Eminönü’nün bir Dünya kenti olması mümkün değildi. Modern kent yönetiminden yoksun bu hareket, kurumlar arası ilişkiyi de asgariye düşürmüş ve birarada yönetim ilkesi yerine kavgayı ve çatışmayı tercih etmişti.

Yerel yönetimlerde her zaman dikkate alınması gereken ve yönetime katılımları için özel bir çaba sergilenen sivil toplum örgütleri özellikle Belediye’den uzaklaştırılmışlardı. Huzur ve adalet yerini kavgaya ve adam kayırmacılığına bırakmıştı. Siyasi taassup ve dar çevreci anlayışın sonucu olarak Eminönü Belediyesi’nin saygınlığı yerlerde sürünüyordu.

Biliyoruz ki, Eminönü sadece Eminönü’nde yaşayan Eminönü’nde işyeri olan insanların değil. Eminönü’nde Dünya’nın her yerinden insanın hakkı var. Eminönü’nde bir İspanyol’un da hakkı var. Çünkü burası Dünya medeniyetinin beşiği. Eminönü’nde bir Endonezyalı müslümanın da hakkı var. Çünkü burası o Müslüman için kutsal emanetlerle dolu. İşte bu nedenle bu şehirde yaşarken, bu şehri yönetirken marjinal anlayışlardan uzak durulmalıdır. Tüm insanlığı düşünmeli, tüm medeniyet dairesini hesaba katmalıyız.

Mali tablo içler acısıydı

Tüm bu olumsuz görüntünün yanısıra Belediye’de mali tablo da içler acısıydı. Borç yükü neredeyse Belediye’nin kapısına kilit vurmayı gerektirecek seviyeye gelmiş, işçi ve memur maaşları için bile para bulmak mümkün görünmüyordu. Müteahhit alacakları birikmiş, Belediye’nin bir iştiraki olan Emin Ltd. borç batağına sürüklenmişti. Belediye’nin tüm imkanları dar bir çevrenin istifadesine sunulmuş ve Eminönü adeta unutulan bir şehre dönüşmüştü.

Dünya’nın en önemli bölgesi Eminönü, 28 Mart ile kapanan bu yönetim dönemi içerisinde sahip olduğu değerlerin ve derinliğin çok uzağında, vizyon politikalarıyla alakasız bir şehir olarak dikkat çekiyordu. Beş yıl boyunca ciddi bir altyapı ve üstyapı çalışması yapılmamış, ayrıca belediye personelinin sahip olduğu bilgi birikimi ve deneyimi görmezden gelinmişti. Tarihi yarımada her geçen gün nüfusu azalan, kaçak yapılaşmanın göz yumulduğu ve tarihi dokunun da geçen günlerle birlikte daha da tahrip olduğu bir görüntü arz ediyordu.

Önce çalışan memnuniyeti...

İşte böyle bir anlayış ve yönetim modelinin ardından 01 Nisan 2004’te Eminönü Belediye Başkanı olarak kolları sıvadık. İlk işimiz, kendi personelimizin memnuniyetini sağlamak ve onlara hak ettiğini vermek oldu. Çalışanlarımız ile görüşüp artık yeni bir dönemin başladığını ve bu dönemde Belediye’yi birlikte yöneteceğimizi ifade ettim. Devlette devamlılığın esas olduğunu ve bu nedenle çalışanlardan geriye değil ileriye bakmalarını istedim.

Uzun süredir atıl durumdaki enerjiyi ortaya çıkarmış ve Belediye’nin çarklarını döndürmeyi başarmıştık. Tüm çalışanlarıma bu dönem için teşekkürü bir borç biliyorum. İnsanüstü bir gayretle çalıştılar ve sistemin yeniden harekete geçmesini sağladılar. Yıllardır zamanında maaşını alamayan işçilerimiz, ilk kez zamanında maaşlarını aldıkları gibi ikramiye ve fazla mesailerinin de hesaplarına yatırıldığını gördüler. Böylece personelimizden verimli bir hizmet bekleme hakkına sahip olduk. Çalışanlarımızın iyiniyetli ve gayretli çalışmaları neticesinde sorunların üstesinden daha kolay gelindi. Zaten imzaladığımız toplu sözleşmeyle de masadan mutlu bir şekilde kalkmayı başardık.

Başarının gerisinde çalışanların memnuniyetinin olduğunu bildiğimiz için iç huzuru sağlamayı öncelikli görev saydık. Bu iç huzuru gerçekleştirdikten sonra mali yapıyı düzeltmek için kaynak yaratma seferberliği başlatıldı. Harcamaların asgariye indirilmesine gayret edilirken, adil bir yönetimle Belediyemizin alacakları tahsil edildi. Daha yönetime gelmeden belirlediğimiz acil eylem planı çerçevesinde borçlar için bir ödeme takvimi belirlendi.

Batık durumdaki Emin Ltd.’in tüm hesapları incelendi ve devasa borç yükünün nasıl eritilebileceği karara bağlandı. Kötü yönetimin tüm özelliklerinin sergilendiği bu şirketimizi, aktif hale getirmek hayli zaman aldı. Nihayet bu şirketimiz makul bir borç yapısıyla hizmet üretmeye başladı ve personelinin geçmiş dönemden kalan maaş alacaklarını dahi ödedi.

Mali yapıyı düzelttik

Mali yapımızı sürdürülebilir hale getirilirken diğer çalışmalar da ihmal edilmedi. Eminönü ve Belediye yeniden sahip olduğu iddiasını kazanırken, kamu kurumları arasındaki işbirliği ve koordinasyon yeniden tesis edildi. Valilik, Emniyet Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte şehrimizin tüm kamu kurumlarıyla Eminönü için neler yapabileceğimizi belirlemeye çalıştık. Kavga yerine uzlaşmayı çatışma yerine diyalogu prensip edinen yönetimimiz tüm kamu kurumlarını Eminönü için harekete geçirdi.

Eminönü’nün geneline hakim olan başıboşluk kısa sürede son buldu. Bu dönemde tarihi yarımada için belirlenen vizyon çerçevesinde Eminönü Meydanı’na el attık. Uzun yıllardır sorun olan ve bir türlü çözümlenemeyen işporta için kararlı bir tutum izlendi. Kayıtdışı ekonominin ve kuraldışı faaliyetin ülkemize kaybettirdiklerini iyi bildiğimiz için yasalar çerçevesinde bir ticari yaşam özendirildi. Sonuç olarak bölgedeki işyerlerinin artan katma değerinin doğal sonucu olarak da ekonomi canlandı, ticaret hareketlendi.

Bugün Eminönü Meydanı, herkesin rahatlıkla yürüdüğü, anıt yapıları rahatlıkla gezebildiği ve alışverişini de güven içinde yapabildiği bir bölge olarak dikkat çekiyor. Hukuksuzlukla mücadelemizi Valilik ve Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürütürken sivil toplum örgütlerinin desteği hiçbir zaman ihmal edilmedi. Sivil toplum örgütleri, Eminönü için belirlenen yeni vizyon çerçevesinde yapılan çalışmalara sahip çıktılar ve destek verdiler.

Gazete manşetlerinden düşmeyen iddialar...

Eminönü için katılımcı bir yönetim anlayışıyla projelerimizi hayata geçirmeye çalışırken kamuoyunu oluşturmayı da ihmal etmedik. Çünkü geçmiş dönemde kamuoyunun Belediye yönetimine güveni kalmamıştı. Eminönü Belediyesi’nde yeni bir anlayışın ve ehil bir yönetimin işbaşında olduğu kamuoyuna anlatılmaya çalışıldı. Bunda da başarılı olundu.

Gazete manşetlerinden düşmeyen yolsuzluk iddiaları, televizyon ekranlarına kadar taşınan keyfi uygulamalar, vatandaşın Eminönü Belediyesi’ne karşı güvenini yok etmişti. Bu güveni yeniden tesis etmek ve Eminönü Belediyesi’nde yaşanan değişimi insanımıza anlatmak ciddi bir çalışma gerektiriyordu. Vatandaşlarımız yapacaklarımıza güvendi ve  desteğini esirgemedi. Bugün Eminönü Belediyesi’nin saygınlığını hedeflediğimiz noktalara taşırken çalışanlarımızın payını asla unutamayız. Onların halkımızla kurduğu sıcak ilişki ve doğru iletişim metotları Belediyemizi güvenilir bir kurum haline getirmiştir.

Eminönü hepinizin bildiği gibi çok problemli bir bölge. Gün geçtikçe azalan nüfusla birlikte sorunlar büyümüş ve bugün pek çok mahallesiyle terkedilmiş bir şehre dönüşmüş. Belediyeyi işler hale getirdikten sonra yüzümüzü buralara dönmeyi planladık. Korku sokaklarını ortadan kaldırıp, huzurun ve güvenliğin hakim olduğu bir şehir ortaya çıkarmak istedik. Işıl ışıl bir Eminönü’yü bu bir yılda olarak gerçekleştiremedik ama 2005 yılında başaracağımızdan hiç şüphemiz yok.

Geçmişin kapanması zor yaralarını sarmakla geçen ilk yılımızda halkımıza söz verdiğimiz pek çok projemize başlama imkanı bulamadık. Bunu samimiyetle paylaşmak istiyorum. Çünkü çağdışı bir yönetim anlayışından hukukun ve prensiplerin hakim olduğu bir yönetime geçiş kolay olmadı.

Sorunlar bir bir çözümleniyor

Belediyemizin hizmetleri arasında yer alan sağlık merkezinin dahi ruhsatsız bir şekilde faaliyet gösterdiğini bilmelisiniz. Sağlık gibi hassas bir konuda bile kurallara riayet edilmemiş. Bizim yönetimimiz sağlık merkezimizi önce kayıt altına aldı ardından poliklinik sayısını artırdı. Uzman doktorlarla halkımıza daha iyi hizmet sunarken, binamızı da tadilattan geçirdik. Sağlık merkezimiz artık çok daha geniş bir mekanda vatandaşlarımıza şifa dağıtıyor. Bu arada Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği içerisinde aile sağlığı koordinasyon merkezi kurma çalışmaları son aşamasına gelmiş durumda.

İlçemizin en önemli sorunlarından biri de otoparklar. Geçmiş yönetimlerin bir türlü mesafe alamadığı bu konuda çok ciddi çalışmalar yürütülüyor. Sokaklara hakim olan değnekçiler emniyetimizin de desteğiyle devre dışı bırakıldı. Parklanmaya uygun cadde ve sokaklar için UKOME kararları çıkartıldı. Eminönü’ndeki tüm otoparklarımız için standart getirildi ve vatandaşımızın güven içinde araçlarını park etmelerini sağlayacak şekilde yeni düzenlemeler yapıldı. Hep şikayet konusu olan otoparklar için önümüzdeki günlerde daha sıkı çalışmalar yapılacaktır.

Ticaret, kültür, turizm, sanat ve yaşam merkezi...

Eminönü dediğimizde aklımıza hep tarih ve kültür geliyor. İşte bu tarih ve kültür yaşatarak korunmaya çalışılıyor. Anıt yapılarımızın restorasyonları için ilgili kurumlar harekete geçirilmiştir. Bu çerçevede bir önemli projemiz olan Süleymaniye için Büyükşehir ile çalışmalar sürmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile diğer kurumlarımın desteğiyle çöküntü bölgesine yeniden hayat verilecektir.

Dünya Kültür mirasının en önemli kentlerinden biri olarak kabul edilen bu bölgenin insandan soyutlanmış, yaşam alanları daraltılmış bir bölge olarak düşünülmesi büyük hata olacaktır. Biz sadece yapıları değil aynı zamanda hayatı da, korumak ve yaşatmak zorundayız. Eminönü’nü sadece bir ticari kazanç kapısı olarak görmek yerine, her biri Dünya medeniyetinin önemli anıt yapıları olan tarihi eserleri, insanlığın ortak malı kabul edip, manevi bir bağlılıkla korumak ve tanıtmak zorundayız.

Eminönü, bir Türkiye vizyonu demiştim. Bunu şu şekilde açabiliriz. 2 bin 600 yıl Dünya’ya yön veren İstanbul, doğrusu Eminönü’nden ibaret bir şehirdi. Bu lider şehrin en geniş sınırları surlara kadar uzanıyordu. İstanbul’da başkent Sultanahmet’ti ve kararlar yine bu bölgede alınıyordu. Bu çerçevede bizim temel bakışımız, bölgenin “ticaret, tarih, kültür, turizm, sanat ve iskan” merkezi olması yönündedir. Yapmamız gereken de bunun altyapısını oluşturmak, özendirici çalışmalar yürütmek ve uzun vadeli bir plan dahilinde bunu gerçekleştirmektir.

Eminönü’nde kaçağa son...

Artık kaçak yapılaşmaya Eminönü’nde göz yumulmayacak. Geçmiş yönetimin en ağır kusurlarından biri olan kaçak yapılaşmaya son verdik. Kaçak yapıları yıkarken kesinlikle taviz vermedik. Sultanahmet Meydanı ve çevresinde rastlayacağınız değişim bile bunun işaretidir. Artık herkes bilmelidir ki, Eminönü’nde kamunun hakkını sonuna kadar savunan ve hukuktan asla taviz vermeyen bir yönetim bulunmaktadır.

İlk yılımızda başardığımız bir değişimi de kültür faaliyetlerinde görebilirsiniz. Tüm toplum kesimlerinin onayını alan ve estetik kıymeti yüksek kültür faaliyetlerimize katılım çok yoğundu. Geleneğimizden güç alan bir anlayış ile geleceğimizi kurmaya çalışıyoruz.

1. Sultanahmet Kültür ve Turizm Festivali’nde de, Sultanahmet Ramazan Etkinlikleri’nde de hep sanat değeri yüksek çalışmalara yer verildi. Ülkemizde yüksek sanatın temsilcisi olan isimler halkımızla buluştular. Tarihi yarımadayı kültür ve sanat adacığı yapmanın yolu etkinlikleri artırmaktan geçiyor. Biz de yönetim olarak şehirli insanın ihtiyacı olan kültür ve sanat faaliyetini gerçekleştirirken İstanbul’un kültür yaşamındaki boşluğu da doldurduğumuzun farkındayız.

Yılın büyük kültür organizasyonu

2004 yılının en büyük kültür organizasyonları arasına soktuğumuz Sultanahmet Ramazan Etkinlikleri, gerek ziyaretçi sayısıyla gerekse sanat kalitesiyle tüm Türkiye’nin takdirini kazandı. Üstelik de geçmiş yıllarda gazete sayfalarında fiyasko olarak nitelendirilip eleştirilen ramazan eğlenceleri, Ak Parti iktidarında İstanbullular’ın vazgeçemedikleri etkinlik olarak dikkat çekti.

Bildiğiniz gibi bir kenti sadece turizm ile taşıyamayız. Bu turizmi taşıyacak bir kültür oluşturmalı, o kültürü sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle halkla buluşturmalıyız. Ayrıca kültürü besleyecek sanat faaliyetleri planlanmalı ve en önemlisi tüm bunların farkında olan bir tarih bilinci verilmelidir. Bu dört sacayağı, Eminönü için kurtuluş reçetesidir.

Faaliyet raporumuzun ilerleyen sayfalarında ilk yılımıza sığdırdığımız hizmet zenginliğini göreceksiniz. Mahkemelere taşınan, gözaltılarla sonuçlanan ve ardı arkası kesilmeyen iddiaların merkezi bir yılda saygın bir kuruma dönüştürüldü. Önce halkımızın ardından hükümetimizin desteğiyle Eminönü, özlediği ve hak ettiği yerlere taşınacaktır.

Geride kalan ilk faaliyet yılımızda emeği geçen tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyor, Eminönü Belediyesi’nin kıymetli meclis üyelerine saygılarımı sunuyorum.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş’ın himayelerinde Eminönü’nü mazideki güzel günlerine dönüştürebilmek için arkadaşlarım projeler üretiyor. Bunlardan biri Süleymaniye’yle ilgili ama sadece bu bölgeyi kapsamıyor projelerimiz. Cankurtaran, Küçükayasofya ve Nişanca da bu dönüşüm projemizin içerisinde yer alacak. Çizdiğimiz bu vizyonun ne kadar büyük ve zor olduğunun farkındayım. Fakat ben ve ekibim bu yükün altından kalkacağız ve Eminönü’nü tüm insanımızın gelip yerleşebileceği bir iskan bölgesi haline getireceğiz.

Yaşanabilir Eminönü hedefinin teorik çerçevesini çizebilmek için 2005 yılında uluslararası bir sempozyum planlıyoruz. Tarihi kentlerin yenilenmesini ve yaşam alanlarına dönüştürülebilmesini başka ülkeler başardı. Aklımıza ilk gelen örneklerden biri Barcelona. Biz de dünyanın sahip olduğu bu tecrübeden istifade edeceğiz. Sempozyum ile hem kamuoyunu harekete geçirecek, hem de bölgenin tarihsel derinliğini daha bilimsel bir şekilde ortaya koyacağız.

Zaman Gazetesi ile söyleşi (20.03.2009)
Memleket özleminin daha ötesinde… (23.03.2008)
Malatya Sonhaber Gazetesi ile söyleşi (19.12.2006)
Özbekler Tekkesi'nde geleceğin tasarımcıları yetişecek (15.11.2008)
Ufuk Dergisi ile söyleşi (19.12.2008)
Eminönü Belediyesi Web Sitesi Mesajı (29.04.2004)
Yeni Camii Meydan Düzenlemesi Hakkında Köşe Yazarlarına Mektup (26.07.2004)
Tarihi Yarımada Yürüyüş Haritası ile İlgili Basın Mensuplarına Mektup (26.04.2005)
Sultanahmet Ramazan Etkinlikleri Yazısı (25.09.2005)
Kurban Bayramı Mesajı (12.12.2005)
Tercüman Gazetesi'nde Yayınlanan Makale (10.05.2004)
Kültür ve Sanat Kitapçığı Önsöz (17.01.2006)
Kapalıçarşı Arama Konferansı Sonuçları Kitapçığı Sunuş Yazısı (01.02.2005)
İstanbul'un İlkleri ve Enleri Kitabı Sunuş Yazısı (11.07.2004)
Eminönü'nün Sosyo-Ekonomik Yapısı Kitabı Sunuş Yazısı (14.11.2005)
Eminönü Belediyesi Faaliyet Raporu Yazısı (22.02.2005)
Aile Merkezi Sunuş Yazısı (29.11.2005)
Anasayfa Biyografi Makaleler Konuşmalar Röportajlar Fotoğraflar Videolar Basından İletişim
Web Tasarım: 3 Renk