Saygı Değer Misafirler, Değerli Öğretmenler, Sevgili Öğrenciler;

Vefatının 69. yılını kutladığımız, tarihimize şan ve şeref katan merhum Mehmet Akif Ersuy’u anma programımıza hoş geldiniz.

Milli şairimizi sadece anmak sadece bir güne sığmaz elbette. Biz de Eminönü Belediyesi olarak bu haftayı Mehmet Akif Haftası olarak planladık. Çeşitli anma programları yer alıyor bu hafta çerçevesinde. Akif üzerine araştırmalarıyla tanıdığımız değerli araştırmacımız Kubbealtı Akademisi Müdürü Mehmet Nuri Yardım sizlere Akif’i ve şiirlerini anlatacak.  Yine bu kapsamda ilçemizdeki ortaöğretim öğrencileri Akif’in şiirlerini okuyacaklar. Okullarımıza, öğrencilerimize ve halkımıza yine bu kapsamda Akif’in en önemli eseri Safahat’ı hediye edeceğiz.

Değerli dostlar;

Mehmet Akif Ersoy, benzersiz bir kahramanlık ve vatanseverlik destanı olan İstiklal Marşımızla hem milletimizin gönlünde taht kurmuş, hem de tarihimizin en önemli şahsiyetleri arasında haklı yerini almıştır. Bu yerini de sonsuza kadar koruyacağından hiç şüphemiz yoktur.

1. Dünya Savaşı’nın ardından işgale uğrayan vatan toprakları üzerinde esarete isyan eden Akif, Kurtuluş Şavaşımıza da aktif bir şekilde katılarak bu esarete isyanını sergilemiştir. Yani Akif hem bir dava adamı, aynı zamanda da eylem adamıdır. Türkçemizi en güzel şekilde kullandığı şiirleriyle milletimizi uyanmaya davet eden Akif, Çanakkale Destanı’yla bir savaşın ancak bu kadar güzel anlatılabileceğini sergilemiştir. Çanakkale Destanı eğer bugün bu kadar üzerine konuşuluyorsa, bunda bir nebze de Akif’in muhteşem şiirinin etkisi vardır. Bu milletin ruh ikliminden güç alarak sanatını ortaya koyan Mehmet Akif, milli mücadele sırasında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Burdur vekili olarak görev yapmıştır. Akif, bugün sıkça rastladığımız aydınlar gibi sorumluktan kaçan ve sadece söz ustalığıyla yetinen bir isim değildir. Bu yönüyle de bizlere önemli bir ders vermektedir.

Akif bütün Müslümanların bir bayrak altında toplanmasını arzu eder. Bu hedefe ulaşmak için mısralarını bu birliğin sağlanması için dile getirir. İstiklal Marşı’nda da bu isteği kuvvetli bir şekilde görürüz. Coşkulu bir vatan sevgisini, inanç, bağımsızlık ve hürriyet tutkusunu simgeleyen İstiklal Marşı, bu ülke yaşadıkça yaşayacaktır.

Milli Marşın nasıl bir mecliste okunup da kabul edildiğini bir de ben hatırlatmak isterim sizlere. İstiklal Marşı için yarışmayı açan ve şiirleri değerlendiren dönemin Milli Eğitim Bakanı rahmetli Hamdullah Suphi Tanrıöver anlatıyor: “Müsabaka için gelen yüzlerce şiirden hiçbiri Akif’ in yazdığı ile mukayese edilemezdi. Bütün elemelerden geçmiş ve sona kalmış şiirleri TBMM’ nin kürsüsünden okuyordum. Sıra Akif’ in eserine gelir ve ben şiiri okumaya başlamamdam kısa bir süre sonra bütün Meclis kendiliğinden ayağa kalktı ve şiir biter bitmez bir alkış tufanı koptu, meb’ uslar şiiri bana tekrar ve tekrar okuttular. Netice artık anlaşılmıştı. Milletimizin Milli Marşı belli olmuştu.”

İşte değerli dostlar, bu belli olan Milli Marşımızı ve onun anlattığı bağımsızlık ve mücadele ruhunu hiç kaybetmeyelim. Yeni bir dönemin eşiğinde, dünyanın bu hızlı değişiminin gölgesinde milli marşın bizlere anlattığı hürriyetçilik anlayışını yitirmeyelim.

Milli şairimizi ebediyete uğurlayışımızın 69. yıldönümünde minnetle ve şükranla anıyorum. Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun.