Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım, kıymetli ilçe belediye başkanı arkadaşlarım, ..

Eminönü Belediye Başkanı olarak İstanbul’un en önemli turizm bölgesi tarihi yarımadayla ilgili vizyonumuzu ortaya koyacağım. Ayrıca henüz 4. ayını dolduran bir Belediye Başkanı olarak turizm politikamızda temel yaklaşımlarımıza dair de bilgi vereceğim.

Öncelikle Eminönü’nü iyi anlamamız gerekiyor. Eminönü, İstanbul’un bir ilçesi olmanın çok ötesinde bir vizyona sahiptir. Bize göre Eminönü bir Türkiye vizyonudur. Dünya Kültür mirasının en önemli kentlerinden biri olarak kabul edilen bu bölgenin insandan soyutlanmış, yaşam alanları daraltılmış bir bölge olarak düşünülmesi büyük hata olacaktır. Biz sadece yapıları değil aynı zamanda hayatı da, korumak ve yaşatmak zorundayız. Eminönü’nü sadece bir ticari kazanç kapısı olarak görmek yerine, her biri Dünya medeniyetinin önemli anıt yapıları olan tarihi eserleri, insanlığın ortak malı kabul edip, manevi bir bağlılıkla korumak ve tanıtmak zorundayız.

Eminönü, bir Türkiye vizyonu demiştim bunu şu şekilde açabiliriz. 2 bin 600 yıl Dünya’ya yön veren İstanbul, doğrusu Eminönü’nden ibaret bir şehirdi. Bu lider şehrin en geniş sınırları surlara kadar uzanıyordu. İstanbul’da başkent Sultanahmet’ti ve kararlar yine bu bölgede alınıyordu.

Bu çerçevede bizim temel bakışımız, bölgenin “tarih, kültür, turizm ve sanat” merkezi olması yönündedir. Yapmamız gereken de bunun altyapısını oluşturmak, özendirici çalışmalar yürütmek ve uzun vadeli bir plan dahilinde bunu gerçekleştirmektir.

Bildiğiniz gibi bir kenti sadece turizm ile taşıyamayız. Bu turizmi taşıyacak bir kültür oluşturmalı, o kültürü sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle halkla buluşturmalıyız. Ayrıca kültürü besleyecek bir sanat faaliyetleri planlamalı ve en önemlisi tüm bunların farkında olan bir tarih bilinci vermeliyiz. Bu dört sacayağı, Eminönü için kurtuluş reçetesidir.

Dünya mirası Eminönü’nü bir ticaret, sanayi ve finans bölgesi yapmayı, bu yönde çalışmalar yürütmeyi çok doğru bulmuyorum. Yaklaşımımız insansız bir tarihi yarımada değil, 24 saat hayatın olduğu insanlarla iç içe bir Eminönü. Kentsel dönüşüm projelerini süratle hayata geçirmeli ve en azından tarihi yarımadada bazı projelerin görünür bir sonucunu ortaya koymalıyız. Çünkü toplumsal destek ancak bazı somut projelerle sağlanabilir. İşte bu çerçevede Süleymaniye Evlerinin mutlaka kısa bir süre içerisinde kurtarılmasını öneriyorum. Bunun için gerekli yasal düzenleme yapılmalı, finansal destek bulunmalıdır.

Tarihi yarımada’nın insan malzemesi konusunda sıkıntılarımız var. Bunu herkes biliyor. İstanbul’un pek çok varoşlarından daha alt seviye eğitim ve kültür seviyesi sözkonusu. Bu insanları eğitmenin bir yolunu bulmalıyız. Biz bu konuda projeler geliştiriyoruz. Bir diğer yaklaşımımız da, eğitimli ve üst gelir gruplarından insanları bölgeye çekmek şeklinde olabilir. Bu insanların buralardan mülk satın almasını, buralarda yaşamasını özendirmeliyiz.

Sözlerimi Eminönü Belediyesi olarak tarihi yarımadanın yeni vizyonuna uygun çalışmalar için her türlü görevi almaya ve bu görevi en iyi şekilde hayata geçirmeye hazır olduğumuzu belirterek noktalamak istiyorum. Dinleme lütfunda bulunduğunuz için hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım.